Muslim Library

Surah Meryem Suresi

Türkçe

Surah Meryem Suresi - Aya count 98
Facebook Twitter Google+ Pinterest Reddit StumbleUpon Linkedin Tumblr Google Bookmarks Email
كهيعص ( 1 ) Meryem Suresi - Aya 1
Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.
ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّا ( 2 ) Meryem Suresi - Aya 2
Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadir.
إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ نِدَاءً خَفِيًّا ( 3 ) Meryem Suresi - Aya 3
Bir zamanlar o, Rabbine gizlice (içinden) yalvarmisti.
قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُن بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا ( 4 ) Meryem Suresi - Aya 4
Söyle demisti: "Ey Rabbim! Süphesiz (artik öyle bir durumdayim ki) benim kemigim zayiflayip gevsedi ve basim(in saçi) bembeyaz alev gibi tutustu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadim."
وَإِنِّي خِفْتُ الْمَوَالِيَ مِن وَرَائِي وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا فَهَبْ لِي مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا ( 5 ) Meryem Suresi - Aya 5
"Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek varislerden endisedeyim. Karim da kisir bulunuyor. Onun için katindan bana bir çocuk ihsan et."
يَرِثُنِي وَيَرِثُ مِنْ آلِ يَعْقُوبَ ۖ وَاجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا ( 6 ) Meryem Suresi - Aya 6
"Ki bana da mirasçi olsun, Yakub ailesine de mirasci olsun. Rabbim, onu sen rizana kavustur."
يَا زَكَرِيَّا إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ اسْمُهُ يَحْيَىٰ لَمْ نَجْعَل لَّهُ مِن قَبْلُ سَمِيًّا ( 7 ) Meryem Suresi - Aya 7
(Allah söyle buyurdu): "Ey Zekeriyya! Süphesiz biz sana Yahya isminde bir oglani müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adas yapmadik."
قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا ( 8 ) Meryem Suresi - Aya 8
Zekeriyya: "Rabbim! Karim kisir, ben de son derece kocamisken nasil oglum olabilir?" dedi.
قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِن قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْئًا ( 9 ) Meryem Suresi - Aya 9
(Allah yahut Cebrail ona söyle) dedi: "Dedigin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu ki, bu isi yapmak bana kolaydir. Nitekim bundan önce seni yarattim. Halbuki sen hiçbir sey degildin."
قَالَ رَبِّ اجْعَل لِّي آيَةً ۚ قَالَ آيَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلَاثَ لَيَالٍ سَوِيًّا ( 10 ) Meryem Suresi - Aya 10
Zekeriyya söyle dedi: "Rabbim! Bana alâmet ver." Allah: "Senin alâmetin, sapasaglam oldugun halde, üç gün, üç gece insanlarla konusamaz hale gelmendir." buyurdu.
فَخَرَجَ عَلَىٰ قَوْمِهِ مِنَ الْمِحْرَابِ فَأَوْحَىٰ إِلَيْهِمْ أَن سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا ( 11 ) Meryem Suresi - Aya 11
Nihayet (birgün konusamayinca) mihrabdan kavmine karsi çikti da onlara "Sabah ve aksam (Rabbinizi) tesbih edin" diye isaret etti.
يَا يَحْيَىٰ خُذِ الْكِتَابَ بِقُوَّةٍ ۖ وَآتَيْنَاهُ الْحُكْمَ صَبِيًّا ( 12 ) Meryem Suresi - Aya 12
"Ey Yahya! Kitaba kuvvetle saril" (dedik) ve daha çocukken ona hikmet verdik.
وَحَنَانًا مِّن لَّدُنَّا وَزَكَاةً ۖ وَكَانَ تَقِيًّا ( 13 ) Meryem Suresi - Aya 13
Hem de katimizdan bir merhamet ve (günahlardan) paklik verdik, o çok takva sahibi idi.
وَبَرًّا بِوَالِدَيْهِ وَلَمْ يَكُن جَبَّارًا عَصِيًّا ( 14 ) Meryem Suresi - Aya 14
Anne ve babasina karsi iyi davranan bir kimse idi, zorba ve isyankâr degildi.
وَسَلَامٌ عَلَيْهِ يَوْمَ وُلِدَ وَيَوْمَ يَمُوتُ وَيَوْمَ يُبْعَثُ حَيًّا ( 15 ) Meryem Suresi - Aya 15
Dogdugu gün, ölecegi gün ve dirilecegi gün ona selam olsun.
وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مَرْيَمَ إِذِ انتَبَذَتْ مِنْ أَهْلِهَا مَكَانًا شَرْقِيًّا ( 16 ) Meryem Suresi - Aya 16
(Ey Muhammed!) Kur'ân'daki Meryem kissasini da an (insanlara anlat). Hani o, ailesinden ayrilarak (evinin veya mescidin) dogu tarafinda bir yere çekilmisti.
فَاتَّخَذَتْ مِن دُونِهِمْ حِجَابًا فَأَرْسَلْنَا إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا ( 17 ) Meryem Suresi - Aya 17
Sonra ailesiyle kendisi arasina bir perde koymustu. Biz ona melegimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan seklinde göründü.
قَالَتْ إِنِّي أَعُوذُ بِالرَّحْمَٰنِ مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيًّا ( 18 ) Meryem Suresi - Aya 18
Meryem: "Ben senden Rahmân (olan Allah) a siginirim. Eger Allah'dan korkuyorsan (dokunma bana)" dedi.
قَالَ إِنَّمَا أَنَا رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَامًا زَكِيًّا ( 19 ) Meryem Suresi - Aya 19
Melek: "Ben, sana temiz bir oglan bagislamak için, Rabbinin gönderdigi bir elçiyim" dedi.
قَالَتْ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ وَلَمْ أَكُ بَغِيًّا ( 20 ) Meryem Suresi - Aya 20
Meryem: "Benim nasil çocugum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmamistir. Ben iffetsiz de degilim" dedi.
قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ ۖ وَلِنَجْعَلَهُ آيَةً لِّلنَّاسِ وَرَحْمَةً مِّنَّا ۚ وَكَانَ أَمْرًا مَّقْضِيًّا ( 21 ) Meryem Suresi - Aya 21
Melek: "Bu, dedigin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasiz çocuk vermek), bana pek kolaydir. Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kilacagiz. Hem, bu önceden (ezelde) kararlastirilmis bir istir." dedi.
فَحَمَلَتْهُ فَانتَبَذَتْ بِهِ مَكَانًا قَصِيًّا ( 22 ) Meryem Suresi - Aya 22
Nihayet (Allah'in emri gerçeklesti) Meryem Isa'ya gebe kaldi ve o haliyle uzak bir yere çekildi.
فَأَجَاءَهَا الْمَخَاضُ إِلَىٰ جِذْعِ النَّخْلَةِ قَالَتْ يَا لَيْتَنِي مِتُّ قَبْلَ هَٰذَا وَكُنتُ نَسْيًا مَّنسِيًّا ( 23 ) Meryem Suresi - Aya 23
Sonra dogum sancisi onu bir hurma dalina tutunup dayanmaya zorladi. "Keske bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi.
فَنَادَاهَا مِن تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا ( 24 ) Meryem Suresi - Aya 24
Melek, Meryem'e, asagi tarafindan söyle seslendi. "Sakin üzülme, Rabbin alt tarafinda bir irmak akitti."
وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا ( 25 ) Meryem Suresi - Aya 25
"Hurma dalini kendine dogru silkele, üzerine devsirilmis taze hurmalar dökülsün."
فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا ۖ فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَٰنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا ( 26 ) Meryem Suresi - Aya 26
"Ye, iç, gözün aydin olsun. Eger insanlardan birini görürsen, ben Rahmân (olan Allah)a bir oruç (susmak) adadim. Onun için bugün hiçbir kimseyle konusmayacagim" de.
فَأَتَتْ بِهِ قَوْمَهَا تَحْمِلُهُ ۖ قَالُوا يَا مَرْيَمُ لَقَدْ جِئْتِ شَيْئًا فَرِيًّا ( 27 ) Meryem Suresi - Aya 27
Sonra Meryem onu (Isa'yi) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde söyle) dediler: "Ey Meryem! dogrusu sen görülmemis bir sey yaptin."
يَا أُخْتَ هَارُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ امْرَأَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ أُمُّكِ بَغِيًّا ( 28 ) Meryem Suresi - Aya 28
"Ey Harun'un kizkardesi! Senin baban kötü bir adam degildi, annen de iffetsiz bir kadin degildi."
فَأَشَارَتْ إِلَيْهِ ۖ قَالُوا كَيْفَ نُكَلِّمُ مَن كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا ( 29 ) Meryem Suresi - Aya 29
Bunun üzerine Meryem çocugu gösterdi. Onlar; "Biz besikteki bir çocukla nasil konusuruz?" dediler.
قَالَ إِنِّي عَبْدُ اللَّهِ آتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَنِي نَبِيًّا ( 30 ) Meryem Suresi - Aya 30
(Allah'in bir mucizesi olarak Isa söyle) dedi: "Süphesiz ben Allah'in kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yapti."
وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيْنَ مَا كُنتُ وَأَوْصَانِي بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ مَا دُمْتُ حَيًّا ( 31 ) Meryem Suresi - Aya 31
"Beni, nerede olursam olayim mübarek kildi. Hayatta bulundugum müddetçe namaz kilmami ve zekat vermemi emretti."
وَبَرًّا بِوَالِدَتِي وَلَمْ يَجْعَلْنِي جَبَّارًا شَقِيًّا ( 32 ) Meryem Suresi - Aya 32
"Beni anneme hürmetkar kildi. Beni zorba ve isyankar yapmadi."
وَالسَّلَامُ عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدتُّ وَيَوْمَ أَمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيًّا ( 33 ) Meryem Suresi - Aya 33
"Dogdugum gün, ölecegim gün ve dirilecegim gün selam ve emniyet benim üzerimedir."
ذَٰلِكَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ ۚ قَوْلَ الْحَقِّ الَّذِي فِيهِ يَمْتَرُونَ ( 34 ) Meryem Suresi - Aya 34
Iste hakkinda (yahudilerle hiristiyanlarin) ihtilaf edip durduklari Meryemoglu Isa'ya dair Allah'in sözü budur.
مَا كَانَ لِلَّهِ أَن يَتَّخِذَ مِن وَلَدٍ ۖ سُبْحَانَهُ ۚ إِذَا قَضَىٰ أَمْرًا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُن فَيَكُونُ ( 35 ) Meryem Suresi - Aya 35
Çocuk edinmek asla Allah'in sanina yakismaz. O bundan münezzehtir. O, bir seyin olmasini dilerse, ona sadece "ol" der, o da oluverir.
وَإِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ ۚ هَٰذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ ( 36 ) Meryem Suresi - Aya 36
"Süphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'tir. O halde ona ibadet edin, iste dosdogru yol budur."
فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِن بَيْنِهِمْ ۖ فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ كَفَرُوا مِن مَّشْهَدِ يَوْمٍ عَظِيمٍ ( 37 ) Meryem Suresi - Aya 37
Ne var ki, firkalar (yahudi ve hiristiyanlar) kendi aralarinda ihtilafa düstüler. O büyük (dehsetli) günü görecek kâfirlerin vay haline!
أَسْمِعْ بِهِمْ وَأَبْصِرْ يَوْمَ يَأْتُونَنَا ۖ لَٰكِنِ الظَّالِمُونَ الْيَوْمَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ ( 38 ) Meryem Suresi - Aya 38
Bize gelecekleri gün, neler isitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçik bir sapiklik içindedirler.
وَأَنذِرْهُمْ يَوْمَ الْحَسْرَةِ إِذْ قُضِيَ الْأَمْرُ وَهُمْ فِي غَفْلَةٍ وَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ( 39 ) Meryem Suresi - Aya 39
(Ey Muhammed!) Insanlarin pismanlik duyacagi ve isin bitmis olacagi (kiyamet) günü ile onlari uyar. Onlar hâlâ gaflet içindedirler, onlar iman etmezler.
إِنَّا نَحْنُ نَرِثُ الْأَرْضَ وَمَنْ عَلَيْهَا وَإِلَيْنَا يُرْجَعُونَ ( 40 ) Meryem Suresi - Aya 40
Süphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacagiz. Ve onlar da mutlaka bize döndürüleceklerdir. {*} Iste budur, ta besikten tekrar dirilmesine kadar öyle dogan ve o sözleri söyleyen bir kuldur. {*} Hakk (olan Allah)in bildirdigine göre Meryem'in oglu Isa {*} ki hakkinda tartisip duruyorlar. Görülüyor ki sûrenin basindan beri ve buradan da sonuna kadar âyetler, hep elif fâsilasiyla biterken, sûrenin bu bölümünde yalniz yedi âyet "Nûn ve Mim" fâsilasiyla islenmis bir çerçeve içine alinmistir. Bu da gösterir ki bu âyetler, bu sûrenin asil maksadini anlatan karar mahiyetindeki âyetlerdir ki, basta Allah'a çocuk isnadini {*} "Allah'in çocuk edinmesi hiçbir zaman olur sey degildir. O'nu tenzih ederiz." âyetiyle reddedip Allah'i tenzih etmekte ve Isa'nin dilinden de {*} "Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk ediniz. Iste bu dogru bir yoldur." demek suretiyle tevhide davet etmektedir. Bu âyet, ta yukaridaki {*} "Ben Allah'in kuluyum." (19/30) cümlesine atfedilmistir. Dolayisiyla {*} "Allah, benim Rabbimdir, dedi" demek olup Isa'nin konusmasinin bir devamidir (Âl-i Imran Sûresi'nde geçen benzeri âyetin tefsirine de bkz: 3/51). Eldeki Incillerde de kendisine yer verilen bu söz, onun peygamberliginde, davetinin özünü teskil ettigi ve tevhid inancini net bir sekilde ifade ettigi için, burada tekrar sözkonusu yapilmistir. {*} Sonra firkalar kendi aralarinda ihtilafa düstüler. Yahudiler bir türlü söyledi. Hiristiyanlarin kendi firkalari da degisik tartismalarin içine girdiler; bir kismi Allah'in oglu dediler, bir kismi da Allah'in kendisidir, yere indi sonra göge çikti dediler; diger bir kismi ise üçün biri dediler. Saglam bir grup da Allah'in kulu ve peygamberi oldugunu tasdik ettiler. {*} "Vay haline o küfreden kimselerin!{*}"
وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ إِبْرَاهِيمَ ۚ إِنَّهُ كَانَ صِدِّيقًا نَّبِيًّا ( 41 ) Meryem Suresi - Aya 41
Kur'ân'da Ibrahim'i(n kissasini da) an. Süphesiz ki o, siddik (özü, sözü dogru) bir peygamberdi.
إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ يَا أَبَتِ لِمَ تَعْبُدُ مَا لَا يَسْمَعُ وَلَا يُبْصِرُ وَلَا يُغْنِي عَنكَ شَيْئًا ( 42 ) Meryem Suresi - Aya 42
O, bir zaman babasina söyle demisti: "Babacigim! Isitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydasi olmayan seylere niçin tapiyorsun?"
يَا أَبَتِ إِنِّي قَدْ جَاءَنِي مِنَ الْعِلْمِ مَا لَمْ يَأْتِكَ فَاتَّبِعْنِي أَهْدِكَ صِرَاطًا سَوِيًّا ( 43 ) Meryem Suresi - Aya 43
"Babacigim! Dogrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, seni dogru bir yola eristireyim."
يَا أَبَتِ لَا تَعْبُدِ الشَّيْطَانَ ۖ إِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلرَّحْمَٰنِ عَصِيًّا ( 44 ) Meryem Suresi - Aya 44
"Babacigim! Seytana tapma, çünkü seytan Rahmân (olan Allah)a âsî oldu."
يَا أَبَتِ إِنِّي أَخَافُ أَن يَمَسَّكَ عَذَابٌ مِّنَ الرَّحْمَٰنِ فَتَكُونَ لِلشَّيْطَانِ وَلِيًّا ( 45 ) Meryem Suresi - Aya 45
"Babacigim! Dogrusu ben korkarim ki, sana Rahmân'dan bir azab dokunur da seytana (cehennemde arkadas) olursun."
قَالَ أَرَاغِبٌ أَنتَ عَنْ آلِهَتِي يَا إِبْرَاهِيمُ ۖ لَئِن لَّمْ تَنتَهِ لَأَرْجُمَنَّكَ ۖ وَاهْجُرْنِي مَلِيًّا ( 46 ) Meryem Suresi - Aya 46
Babasi "Ey Ibrahim! Sen benim ilâhlarimdan yüz mü çeviriyorsun? Yemin ederim ki, eger (onlari kötülemekten) vazgeçmezsen, seni muhakkak taslarim. (gerçektenveya söz ile- sana tas atarim). Haydi uzun bir müddet benden uzak ol" dedi.
قَالَ سَلَامٌ عَلَيْكَ ۖ سَأَسْتَغْفِرُ لَكَ رَبِّي ۖ إِنَّهُ كَانَ بِي حَفِيًّا ( 47 ) Meryem Suresi - Aya 47
Ibrahim söyle dedi: "Selâm sana olsun, senin için Rabbimden magfiret dileyecegim. Çünkü o, bana çok lütufkârdir."
وَأَعْتَزِلُكُمْ وَمَا تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ وَأَدْعُو رَبِّي عَسَىٰ أَلَّا أَكُونَ بِدُعَاءِ رَبِّي شَقِيًّا ( 48 ) Meryem Suresi - Aya 48
"Ben, sizden ve Allah'tan baska taptiginiz seylerden çekilip ayrilirim da Rabbime dua (ibadet) ederim. Rabbime yalvarisimda mahrum kalmayacagimi umarim."
فَلَمَّا اعْتَزَلَهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ وَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ ۖ وَكُلًّا جَعَلْنَا نَبِيًّا ( 49 ) Meryem Suresi - Aya 49
Ibrahim, kavminden ve onlarin Allah'tan baska ibadet ettikleri seylerden uzaklasinca, biz ona Ishak'i ve (Ishak'in oglu) Yakub'u ihsan ettik. Ve hepsini de peygamber yaptik.
وَوَهَبْنَا لَهُم مِّن رَّحْمَتِنَا وَجَعَلْنَا لَهُمْ لِسَانَ صِدْقٍ عَلِيًّا ( 50 ) Meryem Suresi - Aya 50
Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.
وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مُوسَىٰ ۚ إِنَّهُ كَانَ مُخْلَصًا وَكَانَ رَسُولًا نَّبِيًّا ( 51 ) Meryem Suresi - Aya 51
Kur'ân'da Musa'yi da an; Süphesiz ki o, ihlasli bir kuldu ve gönderilmis bir peygamberdi.
وَنَادَيْنَاهُ مِن جَانِبِ الطُّورِ الْأَيْمَنِ وَقَرَّبْنَاهُ نَجِيًّا ( 52 ) Meryem Suresi - Aya 52
Biz ona Tur daginin sag yanindan seslendik ve onu hususi bir konusmada bulunmak üzere kendimize yaklastirdik.
وَوَهَبْنَا لَهُ مِن رَّحْمَتِنَا أَخَاهُ هَارُونَ نَبِيًّا ( 53 ) Meryem Suresi - Aya 53
Rahmetimizden de ona, kardesi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik. Meâl-i Serifi
وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ إِسْمَاعِيلَ ۚ إِنَّهُ كَانَ صَادِقَ الْوَعْدِ وَكَانَ رَسُولًا نَّبِيًّا ( 54 ) Meryem Suresi - Aya 54
Kur'ân'da Ismail'i de an; çünkü o, vaadine sadik bir kuldu ve gönderilmis bir peygamberdi.
وَكَانَ يَأْمُرُ أَهْلَهُ بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ وَكَانَ عِندَ رَبِّهِ مَرْضِيًّا ( 55 ) Meryem Suresi - Aya 55
Ailesine ve çevresine namaz kilmayi ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katinda hosnutluga ermisti.
وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ إِدْرِيسَ ۚ إِنَّهُ كَانَ صِدِّيقًا نَّبِيًّا ( 56 ) Meryem Suresi - Aya 56
Kitapta Idris'i de an; çünkü o, çok sadik (özü, sözü pek dogru) bir peygamberdi.
وَرَفَعْنَاهُ مَكَانًا عَلِيًّا ( 57 ) Meryem Suresi - Aya 57
Biz onu yüce bir yere yükselttik.
أُولَٰئِكَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ مِن ذُرِّيَّةِ آدَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْرَائِيلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَاجْتَبَيْنَا ۚ إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُ الرَّحْمَٰنِ خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيًّا ۩ ( 58 ) Meryem Suresi - Aya 58
Iste bunlar, Allah'in kendilerine nimetler verdigi peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile beraber tasidiklarimizin neslinden, Ibrahim ve Israil'in soyundan, hidayete erdirdigimiz ve seçtigimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)in âyetleri okundugu zaman aglayarak secdeye kapanirlardi.
فَخَلَفَ مِن بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا الصَّلَاةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ ۖ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيًّا ( 59 ) Meryem Suresi - Aya 59
Sonra bunlarin ardindan öyle bir nesil geldi ki, namazi terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taskinliklarinin karsiligini mutlaka göreceklerdir. (Cehennemdeki "Gayya" vadisini boylayacaklardir.)
إِلَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَأُولَٰئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ شَيْئًا ( 60 ) Meryem Suresi - Aya 60
Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel isleyen bunun disindadir. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksizliga ugratilmayacaklardir.
جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتِي وَعَدَ الرَّحْمَٰنُ عِبَادَهُ بِالْغَيْبِ ۚ إِنَّهُ كَانَ وَعْدُهُ مَأْتِيًّا ( 61 ) Meryem Suresi - Aya 61
O cennet, Rahmân (olan Allah)in kullarina görmedikleri halde vadettigi "Adn" cennetleridir. Süphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktir.
لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا إِلَّا سَلَامًا ۖ وَلَهُمْ رِزْقُهُمْ فِيهَا بُكْرَةً وَعَشِيًّا ( 62 ) Meryem Suresi - Aya 62
Onlar orada bos bir söz isitmezler. Ancak "Selam" isitirler. Orada sabah aksam riziklari da hazirdir.
تِلْكَ الْجَنَّةُ الَّتِي نُورِثُ مِنْ عِبَادِنَا مَن كَانَ تَقِيًّا ( 63 ) Meryem Suresi - Aya 63
Iste kullarimizdan takva sahibi olanlara verecegimiz cennet budur.
وَمَا نَتَنَزَّلُ إِلَّا بِأَمْرِ رَبِّكَ ۖ لَهُ مَا بَيْنَ أَيْدِينَا وَمَا خَلْفَنَا وَمَا بَيْنَ ذَٰلِكَ ۚ وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيًّا ( 64 ) Meryem Suresi - Aya 64
"(Cebrail dedi ki: Ey Muhammed!) "Biz senin Rabbinin emri olmadikça inmeyiz. Önümüzdeki ve ardimizdaki (bütün geçmis ve gelecek seyler) ve bunlarin arasindakiler hep O'nundur. Rabbin de (seni) unutmus degildir?"
رَّبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا فَاعْبُدْهُ وَاصْطَبِرْ لِعِبَادَتِهِ ۚ هَلْ تَعْلَمُ لَهُ سَمِيًّا ( 65 ) Meryem Suresi - Aya 65
O, göklerin, yerin ve aralarindakilerin Rabbidir. O halde, O'na ibadet et ve O'na ibadet etmekte sabirli ol. Hiç sen Allah'in ismini tasiyan baska birini bilir misin?
وَيَقُولُ الْإِنسَانُ أَإِذَا مَا مِتُّ لَسَوْفَ أُخْرَجُ حَيًّا ( 66 ) Meryem Suresi - Aya 66
Halbuki insan söyle der: "Ben öldügüm zaman, ileride gerçekten diri olarak (mezardan) çikarilacak miyim?"
أَوَلَا يَذْكُرُ الْإِنسَانُ أَنَّا خَلَقْنَاهُ مِن قَبْلُ وَلَمْ يَكُ شَيْئًا ( 67 ) Meryem Suresi - Aya 67
O insan, daha önce hiçbir sey degilken kendisini yoktan var ettigimizi hatirlamaz mi?
فَوَرَبِّكَ لَنَحْشُرَنَّهُمْ وَالشَّيَاطِينَ ثُمَّ لَنُحْضِرَنَّهُمْ حَوْلَ جَهَنَّمَ جِثِيًّا ( 68 ) Meryem Suresi - Aya 68
Rabbine andolsun ki biz onlari (öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri) seytanlari ile beraber elbette ve elbette mahserde toplayacagiz. Sonra onlari muhakkak cehennemin etrafinda dizleri üstü hazir bulunduracagiz (ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler.).
ثُمَّ لَنَنزِعَنَّ مِن كُلِّ شِيعَةٍ أَيُّهُمْ أَشَدُّ عَلَى الرَّحْمَٰنِ عِتِيًّا ( 69 ) Meryem Suresi - Aya 69
Sonra her zümreden Rahmân'a karsi en ziyade isyankâr hangileri ise, muhakkak ayirip atacagiz.
ثُمَّ لَنَحْنُ أَعْلَمُ بِالَّذِينَ هُمْ أَوْلَىٰ بِهَا صِلِيًّا ( 70 ) Meryem Suresi - Aya 70
Sonra o cehenneme atilmaya layik olanlarin kimler bulundugunu elbette biz daha iyi biliriz.
وَإِن مِّنكُمْ إِلَّا وَارِدُهَا ۚ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ حَتْمًا مَّقْضِيًّا ( 71 ) Meryem Suresi - Aya 71
Içinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes cehenneme varacaktir. Bu, Rabbinin katinda kesinlesmis bir hükümdür.
ثُمَّ نُنَجِّي الَّذِينَ اتَّقَوا وَّنَذَرُ الظَّالِمِينَ فِيهَا جِثِيًّا ( 72 ) Meryem Suresi - Aya 72
Sonra Allah'dan korkup, sakinanlari kurtaracagiz ve zalimleri de toptan cehennemde birakacagiz.
وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَيُّ الْفَرِيقَيْنِ خَيْرٌ مَّقَامًا وَأَحْسَنُ نَدِيًّا ( 73 ) Meryem Suresi - Aya 73
Âyetlerimiz kendilerine apaçik okundugu zaman, o inkâr edenler, iman edenlere dediler ki :"Bu iki zümreden (Mümin ve kâfirlerden) hangisi mevki bakimindan daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?"
وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هُمْ أَحْسَنُ أَثَاثًا وَرِئْيًا ( 74 ) Meryem Suresi - Aya 74
Halbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gösterisce daha güzel nice asirlar halkini helak etmisizdir.
قُلْ مَن كَانَ فِي الضَّلَالَةِ فَلْيَمْدُدْ لَهُ الرَّحْمَٰنُ مَدًّا ۚ حَتَّىٰ إِذَا رَأَوْا مَا يُوعَدُونَ إِمَّا الْعَذَابَ وَإِمَّا السَّاعَةَ فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ شَرٌّ مَّكَانًا وَأَضْعَفُ جُندًا ( 75 ) Meryem Suresi - Aya 75
Onlara de ki: "Kim sapiklik içinde ise, Rahmân ona mal ve evlatça ziyadelik ve azginliginda mühlet verir. Nihayet kendilerine vaad edilen azabi, yahut kiyamet günü cehennemi gördükleri vakit, artik bilecekler kimin mevkii daha fena ve yardimcilari daha zayifmis.
وَيَزِيدُ اللَّهُ الَّذِينَ اهْتَدَوْا هُدًى ۗ وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ مَّرَدًّا ( 76 ) Meryem Suresi - Aya 76
Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katinda sevap bakimindan da daha hayirlidir, sonuç bakimindan da daha hayirlidir.
أَفَرَأَيْتَ الَّذِي كَفَرَ بِآيَاتِنَا وَقَالَ لَأُوتَيَنَّ مَالًا وَوَلَدًا ( 77 ) Meryem Suresi - Aya 77
Simdi âyetlerimizi inkâr eden ve "Elbette bana mal ve evlat verilecektir." diyen adami gördün mü?
أَطَّلَعَ الْغَيْبَ أَمِ اتَّخَذَ عِندَ الرَّحْمَٰنِ عَهْدًا ( 78 ) Meryem Suresi - Aya 78
O (kâfir), gaybi mi bildi? Yoksa Rahmân (olan Allah) katindan bir söz mü aldi?
كَلَّا ۚ سَنَكْتُبُ مَا يَقُولُ وَنَمُدُّ لَهُ مِنَ الْعَذَابِ مَدًّا ( 79 ) Meryem Suresi - Aya 79
Hayir, asla öyle degil; biz onun söylediklerini yazacagiz ve azabini çogalttikça çogaltacagiz.
وَنَرِثُهُ مَا يَقُولُ وَيَأْتِينَا فَرْدًا ( 80 ) Meryem Suresi - Aya 80
O söyledigi (mal ve evlat gibi) seyleri de hep elinden alacagiz ve o, tek basina bize gelecektir.
وَاتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ آلِهَةً لِّيَكُونُوا لَهُمْ عِزًّا ( 81 ) Meryem Suresi - Aya 81
Onlar, kendilerine kuvvet ve seref kazandirsin diye, Allah'dan baska ilâh edindiler.
كَلَّا ۚ سَيَكْفُرُونَ بِعِبَادَتِهِمْ وَيَكُونُونَ عَلَيْهِمْ ضِدًّا ( 82 ) Meryem Suresi - Aya 82
Hayir, (zannettikleri gibi degil) tapindiklari ilâhlar onlarin ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düsman olacaklardir.
أَلَمْ تَرَ أَنَّا أَرْسَلْنَا الشَّيَاطِينَ عَلَى الْكَافِرِينَ تَؤُزُّهُمْ أَزًّا ( 83 ) Meryem Suresi - Aya 83
Görmedin mi? Biz seytanlari o kâfirler üzerine musallat ettik. Onlari (günaha) kiskirtip duruyorlar.
فَلَا تَعْجَلْ عَلَيْهِمْ ۖ إِنَّمَا نَعُدُّ لَهُمْ عَدًّا ( 84 ) Meryem Suresi - Aya 84
Öyleyse onlarin hemen azaba ugratilmalarini isteme. Biz onlarin (ecel) günlerini sayiyoruz.
يَوْمَ نَحْشُرُ الْمُتَّقِينَ إِلَى الرَّحْمَٰنِ وَفْدًا ( 85 ) Meryem Suresi - Aya 85
O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'in huzuruna toplayacagiz.
وَنَسُوقُ الْمُجْرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرْدًا ( 86 ) Meryem Suresi - Aya 86
Suçlulari da susuz olarak cehenneme sürecegiz.
لَّا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ إِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِندَ الرَّحْمَٰنِ عَهْدًا ( 87 ) Meryem Suresi - Aya 87
(O gün) Rahmân (olan Allah)'in katinda bir ahd almis olan kimseden baskalari sefaat etme hakkina sahip olamayacaklardir.
وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَٰنُ وَلَدًا ( 88 ) Meryem Suresi - Aya 88
(Yahudilerle hiristiyanlar) "Rahmân, çocuk edindi" dediler.
لَّقَدْ جِئْتُمْ شَيْئًا إِدًّا ( 89 ) Meryem Suresi - Aya 89
Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir sey söylediniz.
تَكَادُ السَّمَاوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنشَقُّ الْأَرْضُ وَتَخِرُّ الْجِبَالُ هَدًّا ( 90 ) Meryem Suresi - Aya 90
Az kalsin, söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarilacak ve daglar parçalanip dagilacakti,
أَن دَعَوْا لِلرَّحْمَٰنِ وَلَدًا ( 91 ) Meryem Suresi - Aya 91
O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye...
وَمَا يَنبَغِي لِلرَّحْمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا ( 92 ) Meryem Suresi - Aya 92
Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yarasmaz.
إِن كُلُّ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِلَّا آتِي الرَّحْمَٰنِ عَبْدًا ( 93 ) Meryem Suresi - Aya 93
Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki (kiyamet günü) Rahmân'in huzuruna kul olarak çikmasin.
لَّقَدْ أَحْصَاهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّا ( 94 ) Meryem Suresi - Aya 94
And olsun ki Allah onlarin hepsini kusatmis, kendilerini ve yaptiklarini bir bir saymistir.
وَكُلُّهُمْ آتِيهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَرْدًا ( 95 ) Meryem Suresi - Aya 95
Kiyamet günü onlarin herbiri Allah'in huzuruna tek basina çikacaktir.
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَٰنُ وُدًّا ( 96 ) Meryem Suresi - Aya 96
Iman edip, salih amel isleyenler var ya, Rahmân (olan Allah) onlari (gönüllere) sevdirecektir.
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِ قَوْمًا لُّدًّا ( 97 ) Meryem Suresi - Aya 97
(Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'i senin dilin üzere kolaylastirdik ki, onunla Allah'tan korkup sakinanlari müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasin.
وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هَلْ تُحِسُّ مِنْهُم مِّنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا ( 98 ) Meryem Suresi - Aya 98
Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik. (Simdi) onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onlarin hafif bir sesini isitiyor musun?
Facebook Twitter Google+ Pinterest Reddit StumbleUpon Linkedin Tumblr Google Bookmarks Email

Select language

Select surah